Ali KARAABALI
Pazarlama / Satış Yöneticisi
Sivil Toplum Uzmanı
IlgazFest Organizatörü
Küba'daki Osmanlılar
Küba, Latin Amerika’da ticari açıdan zengin, stratejik konumu itibari ile de önemli bir adadır,
Küba, İspanya’nın “1898 İspanya-Amerika Savaşı’na kadar ticaret tekelini oluşturduğu bir sömürgesi durumundaydı.
Osmanlı Devleti için Küba, Osmanlı’nın çözüme kavuşturulamayan “Girit Sorunu” ile benzerlik gösteriyordu.
Sultan II. Abdülhamid, Kübalıların İspanya’dan bağımsızlıklarını almak için başlattıkları ve otuz yıl kadar süren savaşın sona ermesine doğru Küba’daki savaşın nasıl bir gelişim gösterebileceği, Kübalıların bağımsızlıklarını kazanmak için yürüttükleri savaş hakkında bilgi toplayacak ve sorunun çözümü için ortaya konmaya çalışılan çabalardan herhangi birinin, yakında yer alan Girit’te yaşanan isyanda uygulanmasının yararlı olup olmayacağını öğrenmekti.
Sultan II. Abdülhamid de çok yönlü dış politikası çerçevesinde bölge ile ilişkilerini geliştirmek ve adadaki gelişmeleri yakından takip etmek için Enver Paşa’yı Küba’ya göndermiştir.
İttihat Terakki de bulunan Meşhur Enver Paşa değil. Küba’ya gönderilen Enver Paşa, Nazım Hikmetin dedesidir.
Enver Paşa, Osmanlı Devleti’nde fikri ve askeri alanda önemli katkıları bulunan iyi bir eğitim alarak yetişmiş Askeri tarihimizde Mirliva Enver Paşa, Hasan Enver Paşa, Ferik Enver Paşa ve Edward Enver olarak tanınan Enver Paşa olarak ta bilinir.
Enver Paşa ve Heyetin adaya gittiği tarih çok büyük karışıklıkların meydana geldiği yıllardı. Ayaklanmalar, iç savaşlar oluyor, can emniyeti sağlanamıyordu. Enver Paşa adaya varmış, fakat bazı sıkıntılar çekmiş, hatta ölüm tehlikesi geçirmişti.
Enver Paşa, 28 Mart 1898 tarihli raporunda Küba’nın durumunu Girit sorununa benzeterek şöyle demektedir:
“Rum bankerlerinin Giritlilerle yaptıkları nakdi yardımlar gibi Amerikalı servet sahipleri de Kübalılara önemli yardımlarda bulunmuşlardır. 15 milyon dolara ulaşan bu yardım Kübalılara borçlanma yoluyla verilmişti. Ada cumhuriyete dönüştükten sonra paranın yüksek bir faizle geri ödenmesi taahhüt altına alındığından adanın başlı başına bir hükümet oluşturması için ABD’nin müdahalesi meydana gelmiş…”
Enver Paşa, adada olup bitenler hakkında devamlı İstanbul’a raporlar göndermeye devam etmiş ve Osmanlı Hükümetini bilgilendirmiştir.
Bir raporunda, eğer Amerika Birleşik Devletleri Küba’ya müdahalede bulunursa, İspanyol
Sömürgeciliğine karşı savaşan Kübalı vatanseverlerin, yeni işgalciden kendilerini korumak üzere
silahlarının yönünü değiştireceklerini bildirmiştir.
Enver Paşa, diğer bir raporunda Kübalıların bağımsızlıklarını kazanmak için Birleşik Devletlere karşı da savaşacaklarını belirtmektedir. Heyetin adaya gittiği tarih çok yoğun çatışmaların yaşandığı yıllardı. Ayaklanmalar, iç savaşlar vuku bulmuş can güvenliği sağlanamamıştı. Hatta bu çerçevede Enver Paşa’nın adanın doğusundaki Santiago de Cuba’daki çatışmaları izlemek için General Shafter’e bir başvuru yaptığını General William Shafter’in makamından Paşa’ya gönderilen 10 Temmuz 1898 tarihli cevap yazısında “koşulların yabancı subayları konuk etmeye pek uygun olmadığı ama gene de gelmeyi arzu ettiği takdirde, ertesi sabah kendisine bir at yollayabilecekleri” bildirilmektedir.
Enver Paşa, bazı sıkıntılar çekmiş, hatta ölüm tehlikesi geçirmişti. Enver Paşa, Ada’daki karışıklıklardan ve can güvenliği probleminden ötürü dönmeye karar vermişti İmparatorluğun topraklarını korumak ve alternatif bulmak için çok faydalı askeri tetkikler ve uygulamalar öğrenme ihtiyacıyla Küba’ya gönderilen Enver Paşa, geliş güzergâhını kullanarak Küba’dan Washington’a hareket etmişti. Washington’da Osmanlı Devleti’nin sefiri Ferruh Bey’le görüştükten sonra New York’a, 27 Mart 1898’de New York’tan da Paris’te geçerek bir süre kaldıktan sonra İstanbul’a dönerek görevini tamamlamıştır.